19-20 Kasım tarihleri arasında Lizbon'da yapılan NATO liderler zirvesinde görüşülen Füze Kalkanı konusunda Türkiye'ye baskı yapılmasının ardında sadece ABD bulunmuyor. ABD ile İsrail ilişkilerinin gizlenerek karşılıklı iş birliğinin maksimum seviyeye ulaştığı bu dönemde konunun sadece NATO ile sınırlı kalamayacağı mutlaka ön görülmelidir...
Kumanda masasında ABD'nin bulunduğu bir projeye güvenmek bu kadar kolay olmamalı... ABD'nin füze kalkanı projesinde asıl yapmaya çalıştığı şey bölgede iki güçlü ülkeyi karşı karşıya getirerek çarpıştırmak ve bu süreçte Orta Doğu Birliği'ni diskalifiye ederek İsrail'in elini güçlendirmektir...
Korkular üzerinden ülkeler ve bölgesel güç dengelerini değiştireceğini zannedenler gizli planlarına hız verdiler. Irak'ın karanlık sokaklarında sakinleşeceği düşünülen gelişmeler şimdi dünyanın başka köşelerinde kan akıtıyorlar. Türkiye'nin bölgesinde yükselen güç olacağını ve bu yükselişinin önüne geçemeyeceğini düşünenler füze kalkanı kumpasını kurmuş bulunuyorlar...
Türkiye'yi yönetenlerin bölgesel güç dengelerinde ilerlemek amacına yönelik yapmaları gereken en önemli proje; barış, iş birliği, ekonomik ve siyasi güç kazandıracak Orta Doğu Birliği projesidir... Yakın geçmişte bu konuda yapılan olumlu gelişmelerin takibi mutlaka yapılmalıdır... Türkiye'nin yıldızını parlatacak yegane projenin önündeki en büyük engel füze kalkanıdır...
Türkiye'nin üretmeye, satmaya, çalışmaya ihtiyacı var. Füze Kalkanı için verilen vaatler geçmişte pek çok olayda olduğu gibi unutulmaya mahkumdur... Kimse elindeki imkanları koşulsuz paylaşamaz. Türkiye'nin kendi çevresinde popüler cazibe merkezi ve ekonomik güç olmaya, halkı Müslüman ülkeleri bir araya getirerek onlarla her bakımdan Orta Doğu birliğini kurmaya ihtiyacı vardır...
Füze kalkanını İran için bir tehdit haline sokarak Irak örneğinde olduğu gibi bir savaş çıkarıp İsrail'i rahatlatmaya çalışan ABD, bu amacı için Türkiye'yi kullanamamalıdır. Dış İşleri Bakanlığı'nın son yaptığı ataklarla AK Parti'nin vizyonu olma yolundaki büyük katkısı orta yerde dururken bu hataya düşülmemelidir...
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Dış İşleri Bakanımız Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu'nun bu süreçte böylesine önemli sorumluluk gerektiren bu kararlarda hata yapmayacaklarını ummak istiyoruz. Yapılacak bir hata Dış İşlerinin parlayan yıldızını söndürecek siyaseten iktidarı hiç tahmin etmeyeceği hızla gözden düşürecektir...
Psikolojik bir illüzyon olarak korkuyla desteklenmiş, mantıkla örgülenmiş, allanıp süslenerek renklendirilmiş füze kalkanı projesine inanmak ve bu konuda muhatapların istek ve temennileri doğrultusunda adımlar atmak dış politikada yapılmak istenen pek çok şeyin yakın tarihimizde engellenmesi anlamına gelecektir...
Füze kalkanına değil Orta Doğu Birliği'ne ihtiyacımız var... Hem de acilen... Şimdiye kadar bu konunun bir türlü gerçek önemini kavrayamadık... Fakat bizden korkanların yabana atılmayacak gerçek korkuları da buradan kaynaklanıyor... Korkulardan nemalananların korkuları gerçek olmalı... Gerçek menfaat ve vizyon Füze Kalkanı'nda değil, Orta Doğu Birliği'nde...
Tam Yol Devam !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkiye'nin Partisi AkParti