Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
 Ezberbozan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

29 Aralık 2015 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Demirtaş'a sert tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın özyönetim açıklamalarını sert biçimde eleştirerek, “Bölücü örgütün siyasi uzantıları mevcut konjonktürden istifadeyle ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar. Bu eşbaşkanın yaptığı açık ve net olarak bir provokasyondur, ihanettir” dedi.

Cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1+Erdo%C4%9Fan%E2%80%99dan+Demirta%C5%9F%E2%80%99a+sert+tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suudi Arabistan ziyareti öncesi havalimanında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Suudi Arabistan'la ilişkilerimize özel bir önem veriyoruz. Bu ziyaretimde başta Selman Bin Abdülaziz olmak üzere, Muhammed Bin Naif ve Muhammed Bin Selman'la ikili ilişkilerimizi ve
bölgemizdeki gelişmeleri ele alma imkanı olacak. Enerji işbirliği, terörle işbirlirliği, ekonomik ve ticrai ilişkiler gündemimizin en önemli başlıklarını içeriyor. Son hadiseler uzun süredir planladığımız bazı adımlar noktasında da atacağımız adımlara hız vermemizi sağladı. Görüşmelerimizde Suriye, Irak, Yemen, Libya ve bölgemizdeki kritik konularla ilgili değerlendirmelerde bulunacağız. Suudi Arabistan 8-10 Aralık tarihlerinde Suriye muhalefetine özellikle bu konuda bir araya gelen ülkelere bir konferans düzenleyerek ev sahipliği yaptı. Bu toplantıya biz de önem verdik. Suudi Arabistan'la dayanışma halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim amacımız başta Suriye olmak üzere tüm kriz bölgelerine adaletli, sürdürülebilir ve kalıcı barışın tesisidir. Türkiye'nin ortaya koyduğu tezler, teklifler ve tavsiyeler bellidir. 

REFAH VE HUZUR GELİNCEYE KADAR MÜCADELEYE DEVAMBölgenin dinamikleri, sosyoloji ve tarihi dikkate almadan atılacak adımlar zadece zulüm getirecektir. 400 bin masum insanı acımasızca, konvansiyonel, kimyasal silahlarla katleden bir rejime destek verilerek bir yere gidilemez. Bunlara destek verenler de bu rejimin ortağı konumundadır. PYD, YPG gibi terör örgütlerinin etnik temizlik faaliyetlerine göz yummak bu terör örgütlerini DAEŞ'le çatışıyor gibi makbul görmek bölgedeki yangının üzerine alevle gitmektir. Bunlar birbirlerinin destekçisi ve birbirlerini adeta üreten örgütlerdir. Bu yanlışların bedelini kardeş Suriye halkı, bölge ülkelere ödemektir. Biz 5 yıldır bu konulardaki ilkeli, tutarlı, insani bir tavır ortaya koymak suretiyle yapılan tespitlerde ne kadar isabetli bir duruş sergilediğimizi ortaya koyduk. Suriye'deki son gelişmeleri PKK terör örgütünün birlik ve beraberliğimize yönelik eylemlerini arttırdığını görüyoruz. Suriye'de PYD'nin elde ettiği şeyleri ülkemize taşımak istediğini görüyoruz. Yurt dışında ve yurt içinde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bindir Bu noktada bölgeye refah huzur getirinceye kadar kararlı bir şekilde devam edeceğiz. 

BU BİR PROVOKASYONDUR BOYLARININ ÖLÇÜSÜNÜ ALACAKLAR
Bölücü örgütün siyasi uzantıları, mevcut konjonktürden istifadeyle ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar. Bu süreç maskelerin düştüğü, gerçek yüzlerin görüldüğü bir süreçtir. Malum eş başkan Rusya ziyareti sonrasında birtakım hezeyanlar ifade etmiştir. Bu eşbaşkanının yaptığı net olarak provakosyondur. Bunlar boyunun ölçüsünü alacaktır. Terör örgütü ve onun kuklası olan siyasetçiler attıkları adımlarla bugüne yaptıklarımız uyarılarla dikkatli olmalıdır derken bunlar tam aksini icra etmişlerdir. Bu tür açıklamaların gerçek sebebini biliyoruz. Bu tür açıklamalar kazdığı hendeğe gömülenlerin başarısızlığını örtme çabasıdır. Adım adım yok olan terör örgütüne bu tür provokasyonlarla suni teneffüs yapma çabasıdır. Bu eş başkanla ilgili başsavcılarımız gerekli soruşturmayı başlatmışlardır. Daha önce diğer eş başkanının buna benzer birçok açıklamaları olmuştur. Ülkemizin birliğine, beraberliğine, huzuruna, kardeşliğine balta vuran bu ihanet şebekesinin hakettikleri dersi milletimizden ve hukuktan cevabını alacaklarına inanıyorum.

FIRAT'IN BATISINA GEÇTİKLERİNE YÖNELİK BİR HABER YOK
Güvenlik güçlerimizin Teşrin barajından batıya geçtiklerine yönelik kesin bir haber sözkonusu değil. Bazı kaynakların yapmış olduğu açıklamalardır. Burada özellikle Cerablus'ta DAEŞ'e yönelik koalisyon güçleri olarak attığımız adımlar var. Bu adım devam etmektedir. Bu kesinlikle başarılacaktır. Irak'ta da şu anda Ramadi'de mevcut gelişme, DAEŞ'in oradan sökülüp atılması. Diğer yerlerde de bunlar olacaktır. Terör örgütleri ülkelerin sağlam duruşları karşısında dayanmaya tahammülü yoktur. Bizim kararlılığımız çok açıktır. PKK'ya karşı verilen mücadele aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz. 

BUNLARIN TÜRKİYELİ VE TÜRKİYE PARTİSİ OLMADIKLARI ORTAYA ÇIKTI
Bu açıklamalar maalesef ismi demokratik ama uygulamaları demokrasiyle alakası olmayan bir yapı bunlar. Halkın iradesi silahtan güçlüdür. Ama bunlar parlamentoya inanmış değiller. Bunlar bir taraftan biz Türkiye partisiyiz demeye başladılar, Türkiyeliyiz demeye başladılar 7 Haziran öncesinde. Bunların Türkiye partisi olmadığı ortaya çıktı. Ele saz almakla, Nişantaşı'nla tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor. Türkiye partisi olabilmek için halkımızın değerlerine saygı duymak gerekir. Bu değerlere saygı duymayanların, kandan beslenenlerin, halkımızı sokağa dökmek suretiyle sadece 6-7-8 Ekim tarihlerinde bu eş başkanlardan bir tanesinin sokağa davetiyle benim Kürt kardeşlerim maalesef bir kısmı bu davete uydu ve bunun neticesinde 50 Kürt kardeşimiz öldü mü, öldü.  Ölenler Kürt'tü, öldüren de Kürt'tü. Erzurum İspir'de bir kardeşimizin, bir uzman çavuşumuzun yanılmıyorsam şehit olması neticesinde babasının haykırışı vardı. Ben de Kürdüm, eşim de Kürt, anam da Kürt, babam da kürt, nedir bu hal diyor. Bunlar ademe mahkum edilmelidirler. Sen hangi hakla Türkiye'nin üniter yapısı içersinde bu bölgelerde devlet kurmaktan bahsediyorsun? Parlamentonun içinde farkında olsa, bu kişi daha henüz milletvekili yeminini yapmış değil. Parlamentoya uğramış değil. 

CAMİ VE OKULA SALDIRI SONLARININ GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR
Anayasamızın 14. maddesi bir defa bunların attığı bu adımlara karşı konulmuş bir maddedir. Siz böyle bir adımı atamazsınız. Bu ülkenin ne milli iradesi milli iradesi müsaade eder ne güvenlik güçlerimiz buna müsaade eder. Anında bizler gereğini bugüne kadar nasıl yaptıysak bundan sonra da yaparız. Nasıl açtıkları çukurda boğuluyorlarsa bundan sonra da boğulmaya devam ederler. Bunların camilere olan saldırıları, okullara olan saldırıları sonlarının geldiğinin akıbetidir. Bizim oradaki samimi esnaf kardeşlerimizin dükkanlarına saldırıları, bölgenin, Kürt kardeşimin temsilcisi bunlar değillerdir. Tam aksine onları tehditle yıldırmak suretiyle onların oylarını gaspedenlerdir. 

MUHALEFET MEYDANLARDA VERDİĞİ SÖZLERİNİ UMARIM TUTAR
Şu anda Anayasa çalışmaları konusunda malum tüm siyasi partilerin Türkiye'de toplumsal mutabakatın sağlandığı bir yeni Anayasa beklentisi var. Hemen hemen tüm siyasi partiler de bunun sözünü meydanlarda verdiler. Seçimlerde verilmiş olan bu s özün temenni ederiz ki, yerine geldiğini görürürüz. Başbakanlığım döneminde parlamento içindeki 4 siyasi partinin kurmuş olduğumuz bir uzlaşma komisyonuyla başlattığı çalışma vardır. Önce 47 maddede mutabakat sağlanmıştır, o zaman ana muhalefet partisinin genel başkanı bu 47 maddeyi parlamentodan geçirelim demiştir. Ben de arkadaşlarıma bunu halledelim demiştim. Arkadaşlarım görüşmeyi yaptıklarında aldıkları cevap, bu yetmez 4 siyasi parti liderinin buna evet demesi lazım, denmiştir. İyi de genel başkanların bu metinde parafları var. Her ne kadar ısrar ettiyse de arkadaşlarımız ne yazık ki, o süreçte CHP ve AK Parti bu işi rahatlıkla çıkarabilirdi. Daha sonra 60 maddeye geldiğimizde arkadaşlarıma söyledim, hiç olmazsa şu 50 maddeyi görüşelim, dedim. 

SIFIR KİLOMETRE ANAYASAYI TESİS ETMEMİZ GEREKİYOR
Asgari müştereklerle bir araya gelelim şöyle yamalı bohça olmaktan çıkan ama en azından toplumun kahir ekseriyetinin üzerinde ittifak ettiği sivil anayasayı çıkarmış olalım. Maalesef ona da hayır cevabı aldık. Şu anda temenni ederim ki, sayın Başbakanın yapacağı bu ziyaretle iki siyasi partinin, ana muhalefet ve MHP'nin bu konudaki düşüncelerini biz de takip edeceğiz, inşallah burada bir mutabakat sağlanır. En azından bir asgari müşterek sağlanır. Böylece artık 12 Eylül darbesinin anayasasıyla yaşamak değil yeni, sıfır kilometre bir anayasayı tesis etmek suretiyle ülkemiz yarınlara toplumsal mutabakatın veya milletin kendi iradesinin altında olduğu bir anayasayı tesis etmiş olur. Bu yüzde yüzle olur diye bir şey yok. Ama bu çalışmayı örneğin iktidar partisi ana muhalefet veya iktidar partisiyle MHP, her ikisinin oluşturacağı mutabakatla referandum veya parlamento içi çalışmayla bu yapılır. Millete gitmek suretiyle de tam manasıyla da bir çift dikiş diyeceğim, sağlam irade tecelli eder. Daha da ileri gideriyorum gerekirse arama konferansları yapmak suretiyle, halkla yapmak suretiyle oluşturulacak bir Anayasa maddeler manzumesinde bir adım atılabilir ve bu adımı attıktan sonra da milletçe hep beraber milli bir anayasa kurduk deriz. 

Tam Yol Devam !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkiye'nin Partisi AkParti

Popüler Yayınlar