Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin güçlü ve dinamik ekonomisi, ileri demokratik standartları, bölgesel ve küresel etki alanıyla AB'ye güç, vizyon ve renk katacak bir ülke olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına dün Varşova Ulusal Opera Binası'nda düzenlenen törenle, Polonya'nın en prestijli ödülü olan ve Business Center Club (BCC) tarafından verilen Altın Heykel Ödülü'nü aldı. Başbakan Erdoğan, ödül törenine gönderdiği video mesajında, Türkiye ve Polonya'nın güçlerini birleştirerek daha fazla işbirliği, daha fazla dayanışma içinde bölgelerine ve küresel ekonomiye önemli katkılar sağlayacaklarına, krizi aşmada diğer ülkelere örnek teşkil edeceklerine inandığını kaydetti.
Business Center Club'a teşekkür eden Erdoğan, mesajına şöyle devam etti: ''BCC'nin değerli başkan ve yöneticilerine, tüm mensuplarına, 2012 yılı özel ödülünü şahsıma tevdi ettikleri için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Polanya ve Türkiye arasındaki dostluk, işbirliği ve yardımlaşma çok eskilere dayanır. İnanıyorum ki BCC'nin şahsıma tevdi ettiği bu anlamlı ödülle, ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki dostluk da pekişecek, güç kazanacak ve geleceğe daha büyük umutla bakacaktır. Değerli dostum Polonya Başbakanı Donald Tusk, 2010 yılı sonunda Türkiye'yi ziyaret etmişti. Ben de en kısa süre zarfında Polonya'ya bir iadei ziyarette bulunmayı, Varşova'da sizlere bizzat teşekkür etmeyi arzuluyorum.''
Polonya ve Türkiye'nin aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun, tarih boyunca irtibat halinde olan, zor zamanlarda birbiriyle örnek bir dayanışma sergileyen iki ülke olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, son dönemde iki ülke arasındaki işbirliğinin daha fazla güç kazandığını, çeşitlendiğini ve iki ülke halkının refahı adına derinleştiğini de kaydetti.
'Belirlenen tarihten, çok daha önce hedefe ulaştık'
2009 yılında iki ülke dış ticaret hacmini 2013 yılına kadar 5 milyar dolara ulaştırma hedefinin konduğunu hatırlatan Erdoğan, Kasım 2011 itibariyle iki ülkenin dış ticaret hacminin 4,8 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Belirlenen tarihten çok daha önce hedefe ulaşıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''2002 yılında sadece 731 milyon dolar olan dış ticaret hacminin, 2010 yılında 4,1 milyar dolara, 2011 Kasım ayında 4,8 milyar dolara ulaşması ülkelerimiz adına büyük bir başarı, halklarımız adına da gurur vesilesidir. Türk ve Polonyalı tüm iş adamlarını bu başarılarından, bize yaşattıkları bu gururdan dolayı ayrıca kutluyor ve teşekkür ediyorum. Polonya, AB'nin yaşadığı sıkıntılara rağmen AB üyesi ülkelerle arasında hızlı bir büyüme sergiliyor. Türkiye de küresel kriz ortamında dünyanın Çin'den sonra en hızlı büyüyen ülkesi olarak dikkatleri üzerine topluyor. Türkiye ve Polonya'nın güçlerini birleştirerek daha fazla işbirliği, daha fazla dayanışma içinde bölgelerine ve küresel ekonomiye önemli katkılar sağlayacaklarına, krizi aşmada diğer ülkelere örnek teşkil edeceklerine inanıyorum.''
'Türkiye, 5 Maastricht Kriterinden, 3'ünü karşılayan bir ülke'
Başbakan Erdoğan, mesajında, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik için aday bir ülke olmasına rağmen, yani zorunlu olmadığı halde 5 Maastricht kriterinden, 3'ünü karşılayan bir ülke olduğunu belirtti. Erdoğan, güçlü ve dinamik ekonomisi, ileri demokratik standartları, bölgesel ve küresel etki alanıyla Türkiye'nin AB'ye güç katacak, vizyon katacak, renk katacak bir ülke olduğunu da söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına BCC Altın Heykel Ödülü'nü alan Babacan da törende yaptığı konuşmada, bu ödülün, Türk ve Polonyalı girişimciler arasında işbirliğinin daha da gelişmesine katkı sağlayacağını bildirdi. Türkiye ve Polonya'nın tarihte köklü ve güçlü dostluk bağlarının bulunduğunu ifade eden Babacan, ''600 yıldır devam eden dostluk ilişkisi içerisindeyiz ve birçok uluslararası ve bölgesel konularda aynı görüşleri paylaşıyoruz. Bugün, Polonya'dan dost, müttefik ve stratejik ortak olarak bahsetmekten gurur duyuyoruz'' dedi. Babacan, Polonya'nın Türkiye'nin AB üyelik sürecine verdiği destek nedeniyle teşekkür ederken, iki ülke arasındaki ilişkilerin son yıllarda önemli ölçüde geliştiğini ifade etti.
'Ekonomik ilişkiler ivme kazandı'
Özellikle ekonomik ilişkilerin çok büyük bir ivme kazandığını belirten Babacan, 2001 yılında 409 milyon dolar olan ticret hacminin, 2011 yılında yaklaşık 5 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Babacan, doğrudan yatırımların potansiyelin tam olarak kullanılmadığı bir alan olduğunu ifade ederek, özellikle enerji, savunma sanayi, turizm, altyapı ve inşaat alanlarında karşılıklı yatırımlar için büyük fırsatların bulunduğunu söyledi. Türkiye ve Polonya'nın bu alanlardaki işbirliğinin ekonomik ilişkilere de ivme kazandıracağını kaydeden Babacan, Polonya'nın Avrupanın en hızlı gelişen ekonomisine, Türkiye'nin ise dünyanın 16'ncı, Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisine sahip olduğunu bildirdi.
'Reformları hızlandırmaya devam edeceğiz'
Babacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde Türkiye'de son dokuz yıldır önemli bir dönüşüm sürecinin devam ettiğini belirterek, ''Bu siyasi, toplumsal ve aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm olmuştur. Biz demokrasinin işleyişini, temel hak ve özgürlükleri geliştirmek için anayasal ve yasal reformlar yapıyoruz'' dedi. Türkiye'de 2004, 2005 ve 2006 yıllarında bankacılık sektöründe çok önemli bir reform sürecinin yaşandığını anlatan Babacan, sosyal güvenlik reformu ve sağlık reformu ile kamu maliyesi alanında birçok reformların yapıldığını da söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin 2012 yılında küresel ekonomik büyümenin yavaşlaması nedeniyle yüzde 4 oranında büyüyeceğini de ifade ederek, Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri olma isteğini açıkladığını hatırlattı. Babacan, ''Hedefimize ulaşmak için, küresel ekonomide ve özellikle de Avrupa ekonomisinde artan zorluklar karşısında bile, güçlü bir siyasi liderlik ile gerekli ekonomik reformları hızlandırmaya devam edeceğiz'' dedi.
Business Center Club'a teşekkür eden Erdoğan, mesajına şöyle devam etti: ''BCC'nin değerli başkan ve yöneticilerine, tüm mensuplarına, 2012 yılı özel ödülünü şahsıma tevdi ettikleri için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Polanya ve Türkiye arasındaki dostluk, işbirliği ve yardımlaşma çok eskilere dayanır. İnanıyorum ki BCC'nin şahsıma tevdi ettiği bu anlamlı ödülle, ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki dostluk da pekişecek, güç kazanacak ve geleceğe daha büyük umutla bakacaktır. Değerli dostum Polonya Başbakanı Donald Tusk, 2010 yılı sonunda Türkiye'yi ziyaret etmişti. Ben de en kısa süre zarfında Polonya'ya bir iadei ziyarette bulunmayı, Varşova'da sizlere bizzat teşekkür etmeyi arzuluyorum.''
Polonya ve Türkiye'nin aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun, tarih boyunca irtibat halinde olan, zor zamanlarda birbiriyle örnek bir dayanışma sergileyen iki ülke olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, son dönemde iki ülke arasındaki işbirliğinin daha fazla güç kazandığını, çeşitlendiğini ve iki ülke halkının refahı adına derinleştiğini de kaydetti.
'Belirlenen tarihten, çok daha önce hedefe ulaştık'
2009 yılında iki ülke dış ticaret hacmini 2013 yılına kadar 5 milyar dolara ulaştırma hedefinin konduğunu hatırlatan Erdoğan, Kasım 2011 itibariyle iki ülkenin dış ticaret hacminin 4,8 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Belirlenen tarihten çok daha önce hedefe ulaşıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''2002 yılında sadece 731 milyon dolar olan dış ticaret hacminin, 2010 yılında 4,1 milyar dolara, 2011 Kasım ayında 4,8 milyar dolara ulaşması ülkelerimiz adına büyük bir başarı, halklarımız adına da gurur vesilesidir. Türk ve Polonyalı tüm iş adamlarını bu başarılarından, bize yaşattıkları bu gururdan dolayı ayrıca kutluyor ve teşekkür ediyorum. Polonya, AB'nin yaşadığı sıkıntılara rağmen AB üyesi ülkelerle arasında hızlı bir büyüme sergiliyor. Türkiye de küresel kriz ortamında dünyanın Çin'den sonra en hızlı büyüyen ülkesi olarak dikkatleri üzerine topluyor. Türkiye ve Polonya'nın güçlerini birleştirerek daha fazla işbirliği, daha fazla dayanışma içinde bölgelerine ve küresel ekonomiye önemli katkılar sağlayacaklarına, krizi aşmada diğer ülkelere örnek teşkil edeceklerine inanıyorum.''
'Türkiye, 5 Maastricht Kriterinden, 3'ünü karşılayan bir ülke'
Başbakan Erdoğan, mesajında, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik için aday bir ülke olmasına rağmen, yani zorunlu olmadığı halde 5 Maastricht kriterinden, 3'ünü karşılayan bir ülke olduğunu belirtti. Erdoğan, güçlü ve dinamik ekonomisi, ileri demokratik standartları, bölgesel ve küresel etki alanıyla Türkiye'nin AB'ye güç katacak, vizyon katacak, renk katacak bir ülke olduğunu da söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına BCC Altın Heykel Ödülü'nü alan Babacan da törende yaptığı konuşmada, bu ödülün, Türk ve Polonyalı girişimciler arasında işbirliğinin daha da gelişmesine katkı sağlayacağını bildirdi. Türkiye ve Polonya'nın tarihte köklü ve güçlü dostluk bağlarının bulunduğunu ifade eden Babacan, ''600 yıldır devam eden dostluk ilişkisi içerisindeyiz ve birçok uluslararası ve bölgesel konularda aynı görüşleri paylaşıyoruz. Bugün, Polonya'dan dost, müttefik ve stratejik ortak olarak bahsetmekten gurur duyuyoruz'' dedi. Babacan, Polonya'nın Türkiye'nin AB üyelik sürecine verdiği destek nedeniyle teşekkür ederken, iki ülke arasındaki ilişkilerin son yıllarda önemli ölçüde geliştiğini ifade etti.
'Ekonomik ilişkiler ivme kazandı'
Özellikle ekonomik ilişkilerin çok büyük bir ivme kazandığını belirten Babacan, 2001 yılında 409 milyon dolar olan ticret hacminin, 2011 yılında yaklaşık 5 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Babacan, doğrudan yatırımların potansiyelin tam olarak kullanılmadığı bir alan olduğunu ifade ederek, özellikle enerji, savunma sanayi, turizm, altyapı ve inşaat alanlarında karşılıklı yatırımlar için büyük fırsatların bulunduğunu söyledi. Türkiye ve Polonya'nın bu alanlardaki işbirliğinin ekonomik ilişkilere de ivme kazandıracağını kaydeden Babacan, Polonya'nın Avrupanın en hızlı gelişen ekonomisine, Türkiye'nin ise dünyanın 16'ncı, Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisine sahip olduğunu bildirdi.
'Reformları hızlandırmaya devam edeceğiz'
Babacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde Türkiye'de son dokuz yıldır önemli bir dönüşüm sürecinin devam ettiğini belirterek, ''Bu siyasi, toplumsal ve aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm olmuştur. Biz demokrasinin işleyişini, temel hak ve özgürlükleri geliştirmek için anayasal ve yasal reformlar yapıyoruz'' dedi. Türkiye'de 2004, 2005 ve 2006 yıllarında bankacılık sektöründe çok önemli bir reform sürecinin yaşandığını anlatan Babacan, sosyal güvenlik reformu ve sağlık reformu ile kamu maliyesi alanında birçok reformların yapıldığını da söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin 2012 yılında küresel ekonomik büyümenin yavaşlaması nedeniyle yüzde 4 oranında büyüyeceğini de ifade ederek, Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri olma isteğini açıkladığını hatırlattı. Babacan, ''Hedefimize ulaşmak için, küresel ekonomide ve özellikle de Avrupa ekonomisinde artan zorluklar karşısında bile, güçlü bir siyasi liderlik ile gerekli ekonomik reformları hızlandırmaya devam edeceğiz'' dedi.
Tam Yol Devam !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkiye'nin Partisi AkParti