Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
 Ezberbozan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

15 Ekim 2024 Salı

KÜRESEL FİNANS SİSTEMİ ve Nobel Ödülü


Dünya KÜRESEL FİNANS SİSTEMİNİ bir piramit olarak düşünmeliyiz.

Bu piramidin en altında “Paranın son kullanıcısı” olan insanlar mevcut. Piramidin bir üst basamağında insanlara parayı temin eden bankalar bulunmakta. Bankaların üzerinde ise ülkelerin Merkez Bankaları bulunmakta.

Ama bu “Piramidin” en tepesi İsviçre’de bulunmakta. İsviçre’nin Basel şehrinde bulunan Bank for International Settlements (Uluslararası Ödemeler Bankası-BIS) bu sistemin en tepesindeki kurum.
Zaten aslında bu nedenle Dünya Savaşları’nda dahi İsviçre’ye “SALDIRILAMIYOR”

1945’te sona eren 2.Dünya Savaşı sonrası Amerika’da Bretoon Woods Konferansı ile yeniden dizayn edilen Dünya finans sisteminin uluslar arası iki ana kolonu olan IMF ve Dünya Bankası işte İsviçre’de bulunan bu BIS’in iki alt kolu olarak faaliyet göstermektedir…
Ayrıca Bank for International Settlements (BIS) üyesi ülkelerin merkez bankalarının rezervlerini koordine etmekte ve merkez bankaları arasındaki para transferlerini de yine bu kurum koordine etmektedir...
Yani finansal sistemin kalbi işte bu BIS dediğimiz bizim anladığımız “Bankacılık işlemlerinin çok ötesinde” bir fonksiyon sahibi olan bankadır...

Küresel finans sisteminin merkezinde ise 10 şirket şunlardır; Barclay's (İngiltere), Capital Group Companies (ABD), Fidelity Investments (ABD), AXA (Fransa), State Street Corporation (ABD), JP Morgan & Chase (ABD), Legal & General Group (İngiltere), Vanguard Group (ABD), UBS (İsviçre), Merrill Lynch (ABD).
Bu 10 şirket küresel finansal ağının %19.45'ini kontrol ederken,ilk 50 şirket ele alındığında bu "ULUSLARARSI VE ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER" küresel finans ağının yaklaşık %40'ını kontrol etmektedir

2012 verileri ile bile bu denli dehşet bir mali kontrol gücüne sahip “Şirketokrasi masasının baronları” bugün çok ama çok daha güçlüdür ve bahsedilen rakamlardan ve toplam sermayeden çok daha fazlasını kontrolleri altında tutmaktadır.
Yine ABD’li 8 finans şirketi bu küresel finans sisteminin hayati rol oynayan şirketleridir, bunlar ise sekiz dev Amerikan finans şirketi (JP Morgan, Wells Fargo, Bank of America, Citigroup, Goldman Sachs, U.S. Bancorp, Bank of New York Mellon ve Morgan Stanley)

Tüm bu şirketleri ise “BÜYÜK DÖRTLÜ” olarak isimlendirilen 4 şirket kontrol eder…Bu şirketler Black Rock, State Street, Vanguard ve Fidelity’dir…
Bu şirketlerden Black Rock ve State Street’i Rothschild Ailesi, Vanguard ve Fidelity’i ise Rockefeller Ailesi kontrol etmektedir
İşte "ŞİRKETOKRASİ" dediğimiz kavram tam da burada ortaya çıkmakta.

Zira Dünya'daki küçük ve orta ölçekli devletlerin pek çoğundan daha zengin bu 50-60 şirketin devletsiz (TEK DÜNYA DEVLETİ hayali) yahut devletin etkisi "Şehir devletler modeli" ile minimalize edilmiş ve kendilerinin dizayn ettiği bir dünya hayali bulunmaktadır...
Ve bu "ŞİRKETOKRASİ ELİTLERİ" için dünyanın finansal ve ekonomik sistemi için "NEO-LİBERAL EKONOMİK MODEL" olmazsa olmaz adeta vazgeçilmezdir...

Çünkü bu modelde devletin ekonomiye müdahalesi neredeyse sıfırlanır, üretimden ziyade para politikalarına önem verilir,üretim ekonomisi yerini sıcak para-yabancı sermaye-borsa üçgenine bırakır,özellişterme adı altında devletlerin varlıkları yağmalanır, stratejik devlet kuruluşları devlet elinden çıkar,gümrükler sıfırlanır... Size bir yerlerden tanıdık geldi mi bu ekonomik "Ekolün" özellikleri?

Ve "NEO-LİBERAL EKONOMİDE"en önemli ve stratejik konulardan bir tanesi de bu ekolü benimsemiş olan ekonomist-iktisatçı-finansçıların hepsinin IMF ve DÜNYA BANASI reçetelerini en önemli "Çözüm yolu" olarak görmesi pek çoğunun zaten bu kurumlarda uzun yıllar çalışmış olmasıdır.
Zaten bu “Küresel Şirketokrasi” ve onun karakteristik felsefesi olan neo-liberal politikaların “Parlak savunuculara” ihtiyacı vardır. İşte o savunucular en prestijli dergilerde yazar,kitapları onlarca dile tercüme edilip “Çok satanlar” listelerine girer, ekonomi kanallarında hep onlar vardır…

Daron Acemoğlu da yılmaz bir IMF ve Dünya Bankası savunucusu… Hatta son 20 yılın en önemli ve “Parlak” neo-liberal ekol ve IMF-Dünya Bankası savunucularından Dünya çapında ilk 5’te sayabileceğimiz bir isim.

Daron Acemoğlu 2024 Nobel Ekonomi Ödülünü kazanan 3. Türk oldu.

Sn.Acemoğlu bu ödülü kazanırken aslında “Küresel Sistem” zaten bu ödülü kazanmasına çoktan karar mı vermişti?
Bu ödül 2 yılda bir Amerikan İktisat Birliği (American Economic Association) tarafından verilen son derece prestijli bir ödül… Ancak önemi çok prestijli bir ödül oluşunda değil.
Bu ödül aslında bize tam da bu yazımın asli konusu olan Acemoğlu’nun “ekonomik felsefesini” göstermesi açısından önemli…
Daron Acemoğlu’nun en önemli özelliği “Kurumsal İktisat” ekolünü benimsemiş olması ve makalelerinde “Kapsayıcı kurumlar” kavramına sıklıkla vurgu yapması…


Tam Yol Devam !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkiye'nin Partisi AkParti

Popüler Yayınlar