Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
 Ezberbozan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

15 Ocak 2025 Çarşamba

israil'in Türkiye ile derdi ne?


İsrail'den peş peşe gelen açıklamalar bu güruhun da aklına başına getirmiş midir bilinmez ama İsrail, Suriye sahasında yaşanan gelişmelerden sonra tüm tuşlara basmaya devam ediyor. Şimdi de başında Jacop Nagel'in bulunduğu Nagel Komitesi, 130 sayfalık bir rapor hazırlayarak İsrail'in nasıl daha saldırgan olması gerektiğini Netenyahu hükümetine sundu. 20 sayfası kamuoyu ile paylaşılmayan rapora göre İsrail'in savunmadan saldırı doktrinine geçmesi gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda İsrail'in savunma bütçesinin artırılması ve bu bütçe ile -F15 saldırı uçakları, havada ikmal yapabilen tanker uçakları ve yeni nesil gelişmiş SİHA sistemlerinin acilen tedarik edilmesi öngörülüyor. Komite raporunda Suriye sahasında yaşananların Türkiye'nin elini güçlendirdiğini ve Tel Aviv yönetiminin Türkiye'ye karşı hazırlıklı olmasını istediği belirtiyor. Oysa Türkiye, İsrail'in BM ve uluslararası hukuk tarafından çizilmiş sınırlarına saygı duyan ve bu meşru sınırlarında var olma hakkını tanıyan bir ülke. İsrail ise komşusu olan üç ülkenin topraklarını işgal etmiş saldırgan bir ülke, neden savunma doktrininden saldırı doktrinine geçecek çok anlaşılır değil. Bugün Filistin, Suriye ve Lübnan toprakları İsrail işgali altında ve 21'inci yüzyılın en kanlı soykırımı mazlum Filistin halkına İsrail devleti eliyle yapılıyor. Neden Türkiye'yi tehdit olarak algılıyorlar o zaman? Çünkü eskiden olduğu gibi Türkiye üzerinde 28 Şubat sürecinde elde ettikleri ayrıcalıkları yitirmiş durumdalar ve darbe teşebbüsleri de dahil girişilen her saldırı kendi aleyhlerine dönüştü. İran'a da yer verilen raporda esas tehdidin Türkiye olduğu ima ediliyor. Dilerseniz Nagel Komitesi Raporu'nun bana düşündürdüklerini İbn-i Haldun'un tecrübesi üzerinden aktarayım. Emîr Timur'un Ankara Savaşı sonrası Halep'i zaptettiği haberleri Kahire'deki Memlük Sultanı Ferec'e ulaşınca, Sultan Ferec derhal ordusu ile yanına İbn Haldun'u da alarak Şam'a intikal eder. Fakat hemen akabinde Kahire'de bir ayaklanma başlayınca Sultan Ferec geldiği gibi Kahire'ye geri döner. Emîr Timur'un ismini çokça duyan İbn Haldun, Timur ile görüşmeyi çok ister ve Sultan Ferec'ten müsaade alarak Timur ile buluşmak için yola koyulur. İbn Haldun, Timur'a meşhur asabiyet teorisini ve tarih felsefesini anlatır, kendisine 12 sayfalık bir risale ile El Busri'nin Hazreti Muhammed'e (s.a.v) yazdığı El Burde şiirini hediye eder. İbn Haldun'dan son derece etkilenen Timur, kendisini Semerkant'a götürmek isteyince İbn Haldun çareyi kaçmakta bulur ve Timur'un elinden bin bir güçlükle sıvışmayı becerir. Kahire'ye ulaşır ulaşmaz Sultan Ferec'in huzuruna çıkan İbn Haldun'a Sultan Ferec yaşadıklarını ve Timur ile olan izlenimlerini sorar. İşte bu esnada İbn Haldun, İbn Hacer'in yazarak bizlere naklettiği kehanet yüklü hükmünü bildirir: 'Sultanım; Timur bir fırtınadır gelir geçer, Mısır mülkü için İbn Osman'dan daha büyük bir tehdit yoktur!..' İbn Haldun'un o zamanlar Timur'un çadırında gördüğünü bugün iliklerine kadar hissedenler var ve hazırladıkları raporlarla aslında bizi de şair ve hekim Abdülhak Molla'nın bugünlere kadar gelen uyarısıyla uyarıyorlar.


Tam Yol Devam !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkiye'nin Partisi AkParti

Popüler Yayınlar